Kumpirinizi sevin!

Bir yerde kumpiri şöyle tarif etmişler; Kumpir, közlenmiş patatesin farklı lezzetlerle buluşup lezzet üstü bir yiyeceğe dönüşmesiyle ortaya çıkan bir fastfood yemeğidir. Başka bir deyişle özel bir fırında pişirildikten sonra daha dumanları tüterken patatesin içi yarılır, üzerine eklenen tereyağı ve kaşar peyniri patatesin aşkıyla eriyerek patatesin her bir hücresine dağılır ve bu sıcacık sevgi yumağı üçlü üşümesin diye üzerleri salam, sosis, mısır, kısır, zeytin, Amerikan salatası, turşu, ketçap, mayonez gibi daha birçok malzemeyle kapatılır. Alınan her lokma bu aşkın ne denli güçlü olduğunu hissetmenize neden olur. İşte buna kumpir denir. Sarsıcı bir lezzettir.

Şimdi böyle tarif edilince çok farklı geldi değil mi?

Patatesi tek başına yediğinizde kendine özgü bir tadı vardır. Güzel bir tattır aslında. Ancak içine tereyağı ve kaşarı ekleyince bu tat farklılaşacaktır. Yeni bir tada dönüşecektir. Hele ki üzerine diğer malzemeler eklendiğinde çok farklı bir tada doğru evrilecektir.

Yani her yeni eklenen malzeme KUMPİRE farklı bir tat katmaktadır. Bu da lezzeti arttırmaktadır. Kimi az, kimi çok farklı malzeme ile yemektedir.

Şimdi de şirketinizi düşünün!

Kumpirdeki zenginliği barındırıyor mu?

Bir şirketteki her çalışan o şirkete farklı bir zenginlik ve tat vermektedir. Farklı olanların birlikte oluşturduğu zenginliği fark ederseniz ve yönetebilirseniz ortaya büyük bir değer çıkar.

Şirketlerin her bir çalışanı çok değerlidir. Kumpirdeki gibi, lezzet katmak için şirketinize gelmiştir. Onlardan nasıl yararlanacağınız size bağlıdır.

Farkındaysanız, kumpir içinde acı, tatlı, ekşi tatlar vardır. Aynı, çalışanlarınız arasında olduğu gibi!

Ama bu tatlar birleşir ve ortaya çok lezzetli bir yiyecek çıkar.

Çalışanlarınıza bir de böyle bakın.

Yani, KUMPİRİNİZİ SEVİN!

Herkes aynı şeyi düşünüyorsa, hiç kimse bir şey düşünmüyor demektir. W. Lippmann

Bu yazı Makaleler kategorisine gönderilmiş ve , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.