İnsan, varoluşundan itibaren bir arayışa girer.
Bu arayış, ne yapmak veya ne olmak istediği ile ilgilidir.
Eğer ayırdına varabilirse bir noktaya gelebilir. Ancak varoluş sebebi ile ilgili bir sonuca ulaşamazsa metalar üzerinden varoluşunu anlamlandırmaya çalışır.
Daha çok, servet üzerinden bunu yapmaya başlar. Bunun da sonu yoktur. Hep daha çok, daha fazla servet edinmeye çalışır.
Varoluşunu para üzerinden yorumlar. Hayatın ona çizdiği misyonun, para için servet için olduğu yanılsamasına kapılır.
Oysa ki, yaşamı bittiğinde para ve servetini transfer edemediğini anlayacaktır.
Yaşamı anlamlandırmak kolay değildir. Ancak durup düşündüğünüzde, belli periyotlarda içinize döndüğünüzde bir şeylerin cevabını bulabilirsiniz.
Birisinin sizin iç dünyanızı bilme imkanı yoktur. Bunu ancak siz yapabilirsiniz.
Öncelikle bunu istemeniz gerekir.
Bunun farkına vardığımızda bir aşama geçmişiz demektir.
Sonrası aslında daha kolaydır.
Hayat yolculuğunda size biçilen rol nedir?
Siz yeni roller edinebildiniz mi?
Bu roller neler istiyor?
Neler bekliyor?
Siz bu rollerde neredesiniz?
Kısaca hayat yolculuğunda yarattığınız katma değer nedir?
Yoksa sadece akışa mı bıraktınız?
Dalgalar sizi nereye götürürse oraya mı gittiniz?