Farkındalık!

Farkındalık diye bir kelime duyarsınız zaman zaman. Ancak nedir farkındalık derseniz bunu bazılarımız tanımlayamaz, bazılarımızda birçok şey söyleyebilir.

Aslında biraz açmak gerekirse “farkında olmak” anlamına gelir. Kendinizin ve çevrenizde olan bitenlerin farkına varmak ve bunlarla ilgili uygulamalar geliştirmek anlamında da kullanılabilir.

Şimdi, ben herşeyin farkındayım dediğinizi duyar gibiyim.

O zaman siz, kendinizi iyi tanıyorsunuz, sorun ve problemleri görüyor, bunlarla ilgili çözümler geliştiriyorsunuz demektir.

Bir söz vardır, belki duymuşsunuzdur; “Dünyayı değiştirmek istiyorsan, önce kendinden başlamak lazım!

Farkındalık, aslında insanın kendisi ile başlar. İnsan, kendi durumunu, yeteneklerini, yetkinlikliklerini, eksiklerini, neye üzülüp, neye kızdığını, olayları karşılama biçimini, olaylara karşı davranışlarını, tepkilerini, var oluş sebebini, ne yaptığını, ne yapmak istediğini, vb. bilirse kendisinin farkında olmaya başlamıştır.

İnsanın kendini bilmesi, herhangi bir durumda ona göre davranmasını sağlar.

– Araç kullanmayı yeni öğrenmiş birisinin, araba yarışlarına katılmak istemesi gibi,

– Hukuk eğitimi almamış birisinin, avukatlık yapmak istemesi gibi,

– Okuldan yeni mezun birisinin, hemen müdür veya genel müdür olmayı istemesi gibi durumlarda,bu insanların kendini tanıyamamış olduğunu, yeteneklerinin veya yetkinliklerinin farkında olmadığını gösterir.

Kendini tanıyan insanlar, neler yapabileceğini bilen insanlardır. Bu insanların olaylara bakışı, davranışları, yaklaşımları farklıdır.

Mesela kanıksanmış bir toplumsal davranışa yaklaşımları ve buna göre çözümleri de vardır.

Yani farkındalığı gelişmiş insanlar çevrelerindeki problemleri, sorunları veya tehlikeleri görür, bunların çözümü için öneriler getirir.

Kendisinde veya çevresinde olan bitenleri görmeyen veya ilgilenmeyen insanların, öneri ve çözüm getirmesini beklememek gerekir.

Farkındalığı arttırmak mümkün müdür?

– Evet mümkündür.

Sadece nasıl bakmanız gerektiğini bilmeniz gerekir. Bunun içinde gerek iç dünyanızı, gerekse dış dünyanızı iyi izlemeli, sorgulamalı ve buna göre davranmalısınız.

Farkındalığı arttırmak için, izlemek nasıl olacak derseniz?

Bunun için gerek iç dünyanızda nelerin olduğunu, herhangi bir olay karşısında nasıl davrandığınızı, neye üzülüp, neye sevindiğinizi, neye kızdığınızı, yeteneklerinizi ve ne yapmak istediğinizi kaydetmeniz iyi bir başlangıç olacaktır.

Bu kayıtlardan yola çıkarak, genel olarak hangi durumlarda nasıl tepkiler verdiğinizi bulabilirsiniz.

Bu izleme döneminden sonra olayların sebeplerini bulmaya ve sorgulamaya çalışmalısınız. Sebeplerini bulduğunuz olayların çözümlerini geliştirmeniz daha kolay olacaktır.

Bu yöntemle, kendiniz ve çevrenizde farklılık yaratmaya başlayabilirsiniz.

Mesela, trafik yoğunluğu yaşayan bir şehirdeyseniz ve hergün bu trafiğe giriyorsanız, bunu bir kader gibi kabul edip hergün bu eziyeti çekmektense, alternatif ulaşım araçlarını veya güzergahlarını kullanmak farkındalıkla ilgili bir durumdur. Ya da artık tek kişi olarak aracınızla çıkmamak, trafik yükünü arttırmamak ta bir farkındalık örneği olabilir.

Bunun gibi örnekleri çoğaltmanız mümkündür.

Mesela, biliyorsunuz ki Türkiye bir deprem ülkesi, İstanbul’da da deprem bekleniyor. Bu durumda neler yapmak gerekir? Sadece devletin önlemler almasını mı beklemek gerekir. Yoksa sizinde alabileceğiniz önlemler var mıdır?

Yine biliyorsunuz ki ülkemizde eğitimde eşitsizlik var. Kimi çocuklar özel okullarda, özel dersler alarak eğitimlerini sürdürüyorlar. Kimi çocuklarda 50-60 kişilik sınıflarda eğitim almaya çalışıyorlar. Bu eşitsizliği gidermek için neler yapılabilir? Sadece devletin iyileştirme yapmasını mı beklemek lazım. Yoksa sizin alabileceğiniz önlemler var mıdır?

Bu örnekleri çoğaltabiliriz.

Yukarıda da denildiği gibi; “Dünyayı değiştirmek istiyorsan, önce kendinden başlamak lazım!”

Bu yazı Makaleler kategorisine gönderilmiş ve , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.