YARATILMIŞ DEĞERLERİN HEBA EDİLMESİ

Gazete okurken bir şeyi fark ettim ve kendi kendime üzüldüm.

On yıllardır ülkenin kalkınma ve değer üretme çabasını izliyorum. Yakın ve uzak tarihlere baktığımızda da bu çaba hep sürmüş.
Ortada ne var derseniz?
Yıllardır gelişmekte olan ülke statüsünden kurtulamamışız.

İnsanlık, tarih boyunca var ettikleri değerleri savaşlarla yok etmiş ve yeniden başlamıştır.
1. ve 2. Dünya savaşları ile bir çok ülke yerle bir olmuş, adeta sıfıra inmiştir. Tekrar başlamışlar, değer üretmişler ve ekonomik, siyasal ve sosyal olarak ilerlemişlerdir.
Bir kısım ülke, kısmen değer üretip bir alanda sıkışmış ve gelişme çabalarını onlarca yıldır sürdürmekteler.
Bir kısım ülke ise değer üretmek yerine yok etmeyi seçmiş ve âdeta bir çukur içinde debelenip durmaktalar.

Insan olarak kendinize bakın ve şöyle düşünün. Yıllar içinde halk tabiriyle 1’in üstüne 1’mi koydunuz yoksa elde ettiğiniz değerlerin hepsini tükettiniz mi?

Ülkelerde böyledir.
Bir değer elde ederler. Bu değerleri akıllıca kullanıp buna yeni değerler ekleyebilirlerse gelişir ve büyürler.
Gerçek büyümeden bahsediyorum. Borçla harçla oluşan sanal büyümeden bahsetmiyorum.

Örnek vermek gerekirse; Almanya’ya veya Japonya’ya bakın!
2. Dünya savaşında yerle yeksan olan bu iki devlet nasıl gelişti?
1’in üstüne 1 koyarak!
Ürettikleri değerleri koruyup, akıllıca kullanarak büyüttüler.

Biz ne yaptık? Bir süre değer ürettik. Sonra bu değerleri fütursuzca harcayarak heba ettik. Yıllar geçti ve biz ürettiğimiz değerlerin üstüne gerçek anlamda bir şey koy(a)madık! Dönem dönem, bu değerleri heba ettik.
Yani 1’in üstüne 1 koyamadık.
Geldiğimiz nokta bu. Sürekli ekonomik, siyasal, sosyal krizlerle boğuşuyoruz.
Gelişmekte olan ülke olarak debelenip duruyoruz.

1’in üstüne 1 koymak için, akıllı yönetimler ve kararlar gerekir. Bunu başaramayanlar sadece bir girdap içinde debelenip dururlar!

Makaleler kategorisine gönderildi | , , , ile etiketlendi | YARATILMIŞ DEĞERLERİN HEBA EDİLMESİ için yorumlar kapalı

Hibrit Çalışma

Bir müşterimiz için SWOT ANALİZİ, Vizyon ve Misyon belirleme çalışmaları yapmamız gerekiyordu.

Pandemi dolayısı ile çalışanların biraraya gelip çalışmaları sorun olacaktı.
Bunu çözmek için teknolojiyi kullanmaya karar verdik ve şöyle bir yöntem uyguladık;
Öncelikle WHATSAPP üzerinde genel bir grup olusturduk. Aynı şekilde WHATSAPP üzerinde küçük masa gruplarını olusturduk ve bu gruplara çalışanları atadık. Bu grupların bir sözcüsünü belirledik.
Sonrasında ZOOM üzerinde tüm çalışanların katıldığı online bir toplantı baslattık.
Sorularımızı zoom üzerinden ekibe sorduk ve whatsapp gruplarında belirlenen süre içerisinde yanıtlamalarını istedik. Bu platformda sorularla ilgili açıklayıcı bilgiler verdik. Ayrıca takıldıkları noktalarda online yardımcı olduk.
Küçük gruplarda çıkan sonuçlar grubun sözcüsü tarafından genel SWOT grubuna aktarıldı.
Böylece her sorunun yanıtlarını gruplardan aldık. Bu şekilde, SWOT başlıkları ile ilgili tüm sorularımızın yanıtlarını topladık.

Başka bir zamanda da küçük grupları ayrı ayrı yüz yüze olarak açık bir alanda topladık ve DEĞERLER, STRATEJILER, TAKTIKLER, VIZYON VE MISYON çalışmalarını yaptık.
Çıkan sonuçları topladık ve ortak olanları birleştirerek bir liste olusturduk.

Bütün çıkan sonucları bir ankette topladık. Ekipten bu sonuçları ankette değerlendirmelerini istedik. Anket sonucunda oluşan sonuçları değerlendirerek firma ile paylaştık.

Firmanın hiç görmediği birkaç konuyu yakalama fırsatımız oldu.

Sonuçta Whatsapp, Zoom, Google Form Anketini kullanarak firmanın SWOT ANALİZİNİ, DEĞERLERİNİ, STRATEJİLERİNİ, TAKTİKLERİNİ, VİZYON VE MİSYONUNU belirledik.

Yani demem odur ki; pandemi bize çok şey öğretti. İstenirse yapılamayacak birşey olmadığını öğretti

Makaleler kategorisine gönderildi | , , , , , , , , , , ile etiketlendi | Hibrit Çalışma için yorumlar kapalı

İşletmelerde uygulama zamanı seçimi…

Özellikle KOBİLERDE insan kaynağı sınırlıdır. Bir personelin, birkaç işi yapmak zorunda olduğu yapılardır. Dolayısı ile zaman problemi yaşanmaktadır. Bir uygulama veya projeye başladığınızda bununla ilgilenecek personel ayırmanız gerekmektedir. Normal veya yoğun zamanda bu insan kaynağını ayırmanız güç olacaktır.

Birşey yapacaksanız en sakin zamanda yapmalısınız! Aksi takdirde yapmanız gereken işleri yoğun veya normal çalışma düzeninde yapmanız zor olacaktır.

Ne demek istiyorum?
PANDEMİNİN bize öğrettiği birşey var ki; DİJİTALLEŞME DİJİTALLEŞME DİJİTALLEŞME!

Birçok işletme, dijitalleşmeyi sağlayamadıkları için ciddi zorluklar ve sıkıntılar yaşadılar ve yaşamaya devam ediyorlar.

İşte size pandemiyi fırsata çevirme zamanı!

Dijitalleşme adına atacağınız her adımı bu dönemde atmanızda fayda var. Zira bu çalışmalar, projenin büyüklüğüne göre minimum 9 ay ile 18 ay arasında sürmektedir. Bu sürede ayıracağınız insan kaynağı, zaman vs. en uygun dönemdir.

Bunu, işletmenizin devamı ve geleceği için yapacaksınız.

Değerlendirmeniz, menfaatinize!

Makaleler kategorisine gönderildi | , , , , , ile etiketlendi | İşletmelerde uygulama zamanı seçimi… için yorumlar kapalı

Hayatın sadeleşmesi..!

Pandemi ile birlikte hayatın sadeleşmesi gerektiği ortaya çıktı.

Şu andaki konfor alanlarımızdan çıkmamız gerektiği görünüyor.
Nedir bu konfor alanlarımız?

– Maçlara bakın! Salgın açısından tehlikeli olmasına rağmen oynanmaya çalışılıyor.
– AVM’lere bakın! Salgın açısından tehlikeli olmasına rağmen açık tutulmaya çalışılıyor.
– Restoranlara bakın! Salgın açısından tehlikeli olmasına rağmen açık tutulmaya çalışılıyor.
– Düğünlere bakın! Salgın açısından tehlikeli olmasına rağmen halay çekeceğim derdi ile yapılmaya çalışılıyor.
– Sinemalara bakın! Salgın açısından tehlikeli olmasına rağmen dizilere, filmlere merakımız dolayısı ile açık tutulmaya çalışılıyor.
– vb. vb. vb.

Bunlar, zamanımızda ciddi ekonomi oluşturmuş alanlar. Olmasalar ne olur sizce?
Çok büyük eksiklik hissederiz değil mi?

İşte hayatı sadeleştirmemiz gereken bu günlerde bile bunu yapamıyoruz. Bu alanlar, bizim konforumuz sebebiyle oluşmuş alanlar.
Çünkü, konforumuzdan vazgeçmek istemiyoruz!

Klişe bir söz olacak ama eskiden maçlar, AVM’ler, restoranlar, sinemalar mı vardı?

Hayatınızı ne kadar sadeleştirirseniz, mütevazı bir yaşama dönerseniz, konfor alanlarınızı küçültürseniz salgın tehlikesinden o kadar uzak olursunuz.

Makaleler kategorisine gönderildi | , , ile etiketlendi | Hayatın sadeleşmesi..! için yorumlar kapalı

Kumpirinizi sevin!

Bir yerde kumpiri şöyle tarif etmişler; Kumpir, közlenmiş patatesin farklı lezzetlerle buluşup lezzet üstü bir yiyeceğe dönüşmesiyle ortaya çıkan bir fastfood yemeğidir. Başka bir deyişle özel bir fırında pişirildikten sonra daha dumanları tüterken patatesin içi yarılır, üzerine eklenen tereyağı ve kaşar peyniri patatesin aşkıyla eriyerek patatesin her bir hücresine dağılır ve bu sıcacık sevgi yumağı üçlü üşümesin diye üzerleri salam, sosis, mısır, kısır, zeytin, Amerikan salatası, turşu, ketçap, mayonez gibi daha birçok malzemeyle kapatılır. Alınan her lokma bu aşkın ne denli güçlü olduğunu hissetmenize neden olur. İşte buna kumpir denir. Sarsıcı bir lezzettir.

Şimdi böyle tarif edilince çok farklı geldi değil mi?

Patatesi tek başına yediğinizde kendine özgü bir tadı vardır. Güzel bir tattır aslında. Ancak içine tereyağı ve kaşarı ekleyince bu tat farklılaşacaktır. Yeni bir tada dönüşecektir. Hele ki üzerine diğer malzemeler eklendiğinde çok farklı bir tada doğru evrilecektir.

Yani her yeni eklenen malzeme KUMPİRE farklı bir tat katmaktadır. Bu da lezzeti arttırmaktadır. Kimi az, kimi çok farklı malzeme ile yemektedir.

Şimdi de şirketinizi düşünün!

Kumpirdeki zenginliği barındırıyor mu?

Bir şirketteki her çalışan o şirkete farklı bir zenginlik ve tat vermektedir. Farklı olanların birlikte oluşturduğu zenginliği fark ederseniz ve yönetebilirseniz ortaya büyük bir değer çıkar.

Şirketlerin her bir çalışanı çok değerlidir. Kumpirdeki gibi, lezzet katmak için şirketinize gelmiştir. Onlardan nasıl yararlanacağınız size bağlıdır.

Farkındaysanız, kumpir içinde acı, tatlı, ekşi tatlar vardır. Aynı, çalışanlarınız arasında olduğu gibi!

Ama bu tatlar birleşir ve ortaya çok lezzetli bir yiyecek çıkar.

Çalışanlarınıza bir de böyle bakın.

Yani, KUMPİRİNİZİ SEVİN!

Herkes aynı şeyi düşünüyorsa, hiç kimse bir şey düşünmüyor demektir. W. Lippmann

Makaleler kategorisine gönderildi | , , , , , ile etiketlendi | Kumpirinizi sevin! için yorumlar kapalı

YÖNETİM DANIŞMANLIĞI NEDİR?

Eymen Danışmanlık – Yönetim Danışmanlığı Röportajı

Videolar_Röportajlar kategorisine gönderildi | , , , , ile etiketlendi | YÖNETİM DANIŞMANLIĞI NEDİR? için yorumlar kapalı

Dijitalleşme_Uzaktan Çalışma

Dijitalleşme(Uzaktan Çalışma) konulu videomuzu izleyebilirsiniz.

Videolar_Röportajlar kategorisine gönderildi | , , ile etiketlendi | Dijitalleşme_Uzaktan Çalışma için yorumlar kapalı

Kaplıca(Kavılca) Buğdayı Nedir?

Ardahan-Kars yöresinde yetişen 13.000 yıllık geçmişi olan Kaplıca(Kavılca) Buğdayı hakkındaki videomuzu izleyebilirsiniz…
Videolar_Röportajlar kategorisine gönderildi | , , , , ile etiketlendi | Kaplıca(Kavılca) Buğdayı Nedir? için yorumlar kapalı

Sürü Bağışıklığı Özgürlük Mücadelesi mi?

Dikkat ettiyseniz, pandemi sürecinde bazı devletler salgının önüne geçmek adına kısıtlamalara gitmediler.
Bir kısmı ise kamuoyunun baskısı ile ve yaşanan ölümler üzerine sürü bağışıklığı yöntemini bırakıp kısıtlamalara döndüler.

Peki SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞI yöntemi mantıksız mıydı?
Tartışılabilir!

Şu dönemde konuşulanlara ve yaşananlara bakılırsa, salgının yayılmaması için insanların izlenmesi ve sürekli kontrol edilmeleri gerektiği ortaya çıktı.
Bu aslında özgürlüklerin kısıtlanması anlamına geliyor.

Peki, bizi bu yola birileri ittiyse. Zaten bunu istiyorlarsa.
Tüm dünyayı kontrol altına almak için bu pandemi ortaya çıktıysa.

Bize sadece uymak kalacak. Seyahat etmek için sağlıklı olduğunu belgelemen isteniyor/istenecek.
Okula, işe, alışverişe, tatile, ziyarete vb. gitmek için sağlık belgesi isteniyor/istenecek.

Peki, SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞI ne işe yarayacak? Tüm bunları ortadan kaldıracak ve kontrol taleplerini gereksiz kılacak.

Acaba bu gözle baktığınızda, sürü bağışıklığını destekleyen yönetim modelleri haksız olabilir mi?

Sürü BAĞIŞIKLIĞI ile ciddi kayıplar verilebiliyor. Kronik rahatsızlığı olanlar ve ileri yaşta olanlar en fazla etkilenenler.
Kayıpların çoğunluğu burada yaşanıyor.

Demem odur ki; salgın ortadan kalktığında, izleme ve kontrol alanları da ortadan kalkacak mı? Peki yeni ve bilinmeyen başka pandemiler ile karşılaşırsak ne olacak?
Bu kontrol mekanizmaları kalıcı hale gelmeyecek mi?
Bunun bir garantisi var mı?
Üst akıl dediğimiz bir grup, kitle veya insan topluluğu var ise ve oyunu da bunlar kuruyorsa, bizi kim koruyacak?

Ne dersiniz?
Sürü Bağışıklığı yöntemi aptallık mı? Yoksa özgürlük mücadelesi mi?

Makaleler kategorisine gönderildi | , , , ile etiketlendi | Sürü Bağışıklığı Özgürlük Mücadelesi mi? için yorumlar kapalı

FİRMALARA YOL HARİTASI

Herkesin uzun bir süredir evde olduğu pandemi döneminde çok sayıda sektör ciddi şekilde etkilenmiş durumda. Birçok kuruluş ve kurum neler yapılması gerektiği konusunda kafa yormakta ve çıkış yolları aramaktadır.

Böyle bir zamanda neler yapılabileceği konusunu biraz irdelemek istiyorum.

Yapılabileceklerin kısa, orta ve uzun vadeli olarak neler olabileceğini sizlerle paylaşmak istedim.

  • Kısa vadede yapılabilecekler;
  • Öncelikli olarak bir BEYİN FIRTINASI YAPILMALI.

Bu toplantının konu başlıkları da;

  • İşletmenin Vizyonu ne olmalı? Gerçekten herkesin benimseyeceği ve içselleştirebileceği bir vizyon olmalı.
  • Kısa, orta ve uzun vadeli hedefler nelerdir? Bunlar belirlenmeli.
  • Yarattığınız değerler nedir? Yani firma olarak değerleriniz nelerdir? Bunlar belirlenmeli.
  • Nasıl bir hikâye ile müşterinin karşısına çıkabilirsiniz? Müşterinin hangi hislerine hitap edebilirsiniz? Bunlar bulunmalı.
  • MOTTO 1: “Firma olarak şu konuda hassasız.”
  • MOTTO 2:Firma, gençleri önemser.” gibi.

Sizi sektörde diğerlerinden ayıracak bir değer yaratmalısınız!

Önemli olan da değer yaratmak değil mi?

  • SWOT Analizi yapmalısınız. Güçlü ve zayıf yönlerinizi bilir, önünüzdeki tehditleri ve fırsatları görme imkânınız olacaktır. Sürekli değişen dünyada durumumuzu tekrar gözden geçirmiş olursunuz.
  • Pazarlama planınız ne olmalı? Stratejik Pazarlama normlarını belirlemeli. Ayrıca dijital pazarlama normlarını belirleyip bütünleşik çalışma yapmalısınız. Sizin iyi bilinen yönleriniz nedir? Bunlar ortaya çıkarılmalı.
  • WEB siteniz üzerinde çalışma yapmalısınız. Gerekirse yenilemeli ve güçlü bir web sitesi oluşturmalısınız. Müşterileriniz sizinle ilgili bilgi almak için öncelikle web sitenize bakacaktır.
  • Dijital pazarlama için tecrübeli ve bu konuda uzman birisi ile çalışmalısınız.
  • Pazarı ve müşteriyi anlamaya çalışmalısınız. Bunun için; müşterilerinizin sizi nasıl gördüklerini ve ne istediklerini anlamak amacıyla Dış Müşteri Anketi düzenlemelisiniz.
  • Aynı şekilde İç Müşteri Anketi düzenlemelisiniz. Çalışanlarınız bu durumdan nasıl etkilendi? Ne bekliyorlar? Ne hissediyorlar?
  • Müşteriler ve tedarikçilerle iletişim kurulmalı ve sürekli hale getirilmeli. 5N1K yöntemi ile iletişim kuralları tanımlanmalı. Tüm ekibiniz bu kurallara göre müşterinizle iletişim kurmalı. Ortak bir dil oluşturmalısınız.
  • Satış ekibinizi, bölgelere göre ayırmalı ve bu pazarlara odaklanmalarını sağlamalısınız.
  • Örneğin; En iyi 100 müşterinizi belirleyip onlara odaklanmanız faydalı olacaktır. Genelde cironun büyük bir kısmı belli sayıda müşteri tarafından sağlanır. Nokta atışı çalışma yapılmalı. Enerjinizi doğru yönde kullanmış olursunuz.
  • Genel anlamda bu zamanda yeni müşteri bulmak sorun olacaktır. Zira herkes öncelikle bildiği güvendiği firmalarla çalışmayı tercih edecektir. Mevcut müşterilerinizi elde tutmanın yollarını bulmalısınız. Varsa, yeni müşterilerinizi “SÜREKLİ MÜŞTERİ HALİNE” nasıl getirebileceğinize odaklanmalısınız.
  • En az 1 yıl boyunca gerçek anlamda iş yapamayacağınızı bilerek hareket etmelisiniz. Buna göre çözümler üretip, farklılıklar yaratmalısınız.
  • Müşterilerle ne konuşulması gerektiği belirlenmeli ve bunun dışına çıkılmamalı. Bu dönemde özellikle FİRMA SAHİBİNİN PAYLAŞIMLARI öne çıkarılmalı ve firma sahibi olarak işinin başında olduğu vurgulanmalı.
  • Aynı şekilde tedarikçilerle iletişimde unutulmamalı ve düzenli olarak görüşülmeli. Bu dönemde özellikle FİRMA SAHİBİNİN PAYLAŞIMLARI öne çıkarılmalı ve firma sahibi olarak işinin başında olduğu vurgulanmalı.
  • Şirket içi iletişim canlı tutulmalı. Whatsapp üzerinden iletişim devam ettirilirken, haftalık olarak tüm ekibinizle periyodik toplantı organize etmelisiniz.
  • Sosyal medya ayağında çok daha etkili hale gelmelisiniz.
  • Profesyonel bir yaklaşım sergilemelisiniz.
  • Bunun yanında yeni müşterilerin size ulaşması için Linkedin gibi profesyonellerin olduğu sosyal mecralarda paylaşımlarda bulunmalı ve aktif içerik oluşturmalısınız.
  • Sosyal medyada etkili videolar paylaşmalısınız. (Belli aralıklarla, özellikle müşterilerle iletişim için belli konularda kısa videolar yayınlayabilirsiniz.)
  • Dijital pazarlamada en önemli konulardan birisi de içerik üretebilmektedir. Her yaptığınız paylaşımda içeriği zengin metinler kullanmalısınız.
  • E-mail kampanyalarını periyodik olarak ve sürekli tekrarlamalısınız. Makaleler oluşturmalısınız. Yani haftalık bültenler şeklinde müşterilerinize sizin uzman olduğunuz konularla ilgili paylaşımları arttırabilirsiniz.
  • Orta Vadede yapılabilecekler;
  • Müşteriyi iyi tanımak için ilk olarak güçlü bir CRM programı edinmelisiniz.
  • B2B sitesi oluşturmalısınız. B2B siteniz var ise güçlü ve etkili bir B2B sitesi haline getirmelisiniz. Bu alanın AVM’de veya cadde üzerinde bir mağaza açmaktan farklı olmadığını bilmelisiniz. Yapılan en büyük yanlışlardan birisi, artık B2B kurduk müşterimiz gelsin demekle yapılmaktadır. Ona yatırım yapmalısınız. Tam zamanlı görevlendireceğiniz uzman bir personeliniz olmalı. “MIŞ GİBİ YAPMAMALISINIZ!”
  • Âtıl duruma gelmiş stoklarınız var ise bu sizin için büyük yük oluşturmaktadır. Hemen kurtulmaya çalışmanız gerekir.
  • B2B sitesinin yanında müşterilerinizle hızlı ve proaktif iletişim kurabileceğiniz MOBİL APLİKASYON uygulaması geliştirmelisiniz.
  • Webinarlar yapmalısınız. Uzman olduğunuz konularda uzaktan müşterilerinizi bilgilendirebilirsiniz. Eğitimler düzenleyebilirsiniz. Konular; Türkiye pazarı ile ilgili olabilir. Türkiye’deki potansiyeller hakkında olabilir.
  • Yurt dışı pazarları hedefliyorsanız, Turquality programı ile dünya çapında bir yapıya bürünebilirsiniz. Bunu devlet desteği ile daha hızlı gerçekleştirebilirsiniz.
  • Uzun Vadede yapılabilecekler;
  • Çalışanlarınızın sadece işine odaklanması için zamanlarını çalan durumları belirleyip, bu durumları ortadan kaldırmalısınız.
  • Veri üretiyor olabilirsiniz. Ancak ürettiğiniz veriden ne kadar faydalanıyorsunuz? Bunların etkin kullanılması için uzun vadede bir İŞ ZEKASI çözümü kurmalısınız.
  • Sektörle ilgili veya müşterinin ilgileneceği sektörlerde çeşitli konularda araştırmalara destek olabilirsiniz. Sponsorluklar verebilirsiniz.

ANA FİKİR:

  • Hikaye oluştur ve değer yarat.
  • Farklılaş ve değer yarat.
  • Anlat ve değer yarat.
Makaleler kategorisine gönderildi | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ile etiketlendi | FİRMALARA YOL HARİTASI için yorumlar kapalı